Objective: Advances in intensive care medicine have significantly reduced mortality rates, contributing to an increased elderly population. Consequently, the number of chronically critically ill patients dependent on medical devices is rising, resulting in prolonged hospital stays. This study aimed to evaluate the intensive care unit (ICU) stay and discharge outcomes of chronically critically ill patients dependent on medical devices.
Method: This retrospective study included chronically critically ill patients monitored in a tertiary-level anesthesia ICU between January 2019 and January 2024, all of whom underwent tracheostomy and were provided with home mechanical ventilators. Data collected from the hospital information system included admission reasons, comorbidities, APACHE II scores, timing of tracheostomy and percutaneous endoscopic gastrostomy (PEG). Patients were categorized into two groups: discharged (Group 1) and deceased (Group 2).
Results: Of the 190 eligible patients, 108 (57%) were discharged while 82 (43%) died. Respiratory failure was the most common admission diagnosis in both groups. Trauma-related admissions differed significantly between the groups. Neurological disorders were the most prevalent comorbidity in Group 1, whereas hypertension was most common in Group 2. Pulmonary disease and malignancy were significantly more frequent in Group 2. No significant difference was observed in the duration to medical device provision, or the timing of tracheostomy and PEG between groups. However, Group 2 showed significantly higher rates of blood product use and culture testing.
Conclusion: Prolonged ICU stays among chronically critically ill, device-dependent patients increase healthcare costs, reduce ICU bed availability, and delay access to critical care for other patients.
Amaç: Son yıllarda yoğun bakım tıbbındaki gelişmeler mortalitenin azalmasını sağlayıp yaşlı nüfus oranının artışına neden olmaktadır. Bu gelişmelere bağlı olarak ise kronik kritik bakım hastaların sayısı her geçen gün artmakta ve uzun hastane yatış süreleri ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada amacımız tıbbi cihaza bağımlı kronik kritik bakım hastalarının yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) kalış ve taburculuk süreçlerini incelemektir.
Yöntem: Bu retrospektif çalışmaya Ocak 2019 ile Ocak 2024 tarihleri arasında 3. basamak anestezi YBÜ’de takip edilen, trakeostomi işlemi uygulanmış ve ev tipi ventilatörü temin edilmiş tıbbi cihaza bağımlı kronik kritik bakım hastaları dahil edilmiştir. Hastane bilgi sistemi üzerinden hastaların yatış nedenleri, ek hastalıkları, APACHE II skorları, trakeostomi ve perkütan endoskopik gastrostomi (PEG) uygulanma günleri kaydedildi. Hastaların sonlanım hali, taburculuk (Grup 1) ve exitus (Grup 2) olarak gruplandırıldı.
Bulgular: Kriterlere uygun 190 hastadan 108’inin (%57) taburcu olduğu, 82’sinin (%43) exitus olduğu saptandı. En sık yatış nedeni hem Grup 1 hem Grup 2’de solunum yetmezliğiydi. İki grup arasında yatış nedenleri arasında travma nedenli yatışlarda anlamlı fark saptandı. En sık görülen ek hastalık Grup 1’de nörolojik hastalık, Grup 2’de ise hipertansiyondu. Akciğer hastalığı ve kanser Grup 2’de Grup 1’e kıyasla istatistiksel olarak anlamlı yüksekti. Gruplar arasında tıbbi cihaz temin süresi, trakeostomi ve PEG açılma süreleri açısından anlamlı fark görülmedi. Grup 2’de Grup 1’e kıyasla anlamlı derecede daha fazla kan ürünü kullanımı ve kültür çalışması yapıldığı görüldü.
Sonuç: Sonuç olarak, tıbbi cihaza bağımlı kronik kritik bakım hastalarında YBÜ yatış süresi uzadıkça maliyet artmakta, YBÜ yataklarının etkin kullanımını azaltmakta ve bakım gereksinimi duyan diğer hastaların tedavilerine erişimi gecikmektedir.