Objective: Our study aimed to investigate whether primarily hemostasis parameters and secondarily demographic, clinical, and laboratory values could predict the mortality of critically ill Coronavirus Disease 2019 (COVID-19) patients.
Methods: We retrospectively examined 180 laboratory-confirmed adult intensive care unit (ICU) patients with COVID-19. A total of 145 patients with complete records were included in the study. The patients were divided into two groups: deceased (n=58) and discharged (n=87). The demographic and clinical characteristics of the two groups, use of vasopressor therapy, requirement for invasive mechanical ventilation (IMV), Acute Physiology and Chronic Health Evaluation II (APACHE II) score, duration of ICU stay, and the relationship between laboratory values on ICU admission and mortality were evaluated using cutoff values.
Results: Among hemostatic parameters, only D-dimer>1.08 mg L⁻¹ was found to be a significant predictor of mortality (p=0.04), while platelet, prothrombin time (PT), activated partial thromboplastin time (aPTT), International Normalized Ratio (INR) and fibrinogen values were not significantly associated with mortality (p>0.05). In addition, age >76 years, hypertension (HT), need for IMV, APACHE II score >23, procalcitonin (PCT) >0.21 μg L⁻¹, lymphocytes <0.4 109 L⁻¹, interleukin 6 (IL-6) >93 pg mL⁻¹ were found to be predictors of mortality (p<0.05). Neutrophil and C-reactive protein (CRP) values were not significantly associated with mortality (p>0.05).
Conclusion: Our study determined that advanced age, HT, high APACHE II score, requirement for IMV, vasopressor therapy, PCT, lymphocyte count, IL-6, and D-dimer levels could serve as predictors of mortality. Identifying predictors of mortality in COVID-19 is valuable for early recognition of disease progression and management of potential complications.
Amaç: Araştırmamızda kritik Coronavirus 2019 (COVID-19) hastalarında birincil olarak hemostaz parametrelerinin, ikincil olarak da demografik, klinik ve laboratuvar değerlerinin hastalığın mortalitesini öngörüp öngöremediğini incelemeyi amaçladık.
Yöntem: Yoğun bakım (YB) ünitesine kabul edilen, tanısı laboratuvar sonucu ile doğrulanmış COVID-19’lu erişkin 180 YB hastası retrospektif olarak incelendi. Kayıtları tam olan 145 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalar ölen (n=58) ve taburcu olan (n=87) olarak iki gruba ayrıldı. İki grubun demografik ve klinik özellikleri, vazopresör tedavi kullanımı, invaziv mekanik ventilasyon (İMV) gereksinimi, Akut Fizyoloji ve Kronik Sağlık Değerlendirmesi II (APACHE II) skoru, YB yatış süreleri ve YB’a yatış laboratuvar değerlerinin mortalite ile ilişkisi ve kesim değerleri incelendi.
Bulgular: Hemostatik parametrelerden sadece D-dimer>1,08 mg L⁻¹ mortalite öngörücüsü olarak anlamlı bulunurken (p=0,04), trombosit, protrombin zamanı (PT), aktive parsiyel tromboplastin zamanı (aPTT), Uluslararası Normalleştirilmiş Oran (INR) ve fibrinojen değerlerinin mortalite ile anlamlı ilişkisi saptanmadı. Ayrıca ileri yaş>76 yıl, hipertansiyon (HT), İMV gereksinimi, APACHE II skoru>23, prokalsitonin (PCT)> 0,21 μg L⁻¹, lenfosit<0,4 109 L⁻¹, interlökin 6 (İL-6)>93 pg mL⁻¹ parametreleri mortalite öngörücüsü olarak bulundu (p<0,05). Nötrofil ve C-reaktif protein (CRP) değerlerinin mortalite ile anlamlı ilişkisi görülmedi (p>0,05).
Sonuç: Araştırmamız sonucunda ileri yaş, HT, yüksek APACHE II skoru, İMV gereksinimi, vazopresör tedavi, PCT, Lenfosit, İL-6 ve D-dimer düzeyinin mortalite öngörücüsü olabileceğini belirledik. COVID-19’ da mortalite öngörücülerini belirlemenin hastalığın kötü gidişinin erken tanınması ve gelişebilecek komplikasyonları yönetebilmek açısından değerli olduğu görüşündeyiz.