Amaç: Renal transplantasyonu (RT), dilate kardiyomiyopatisi (DKM) olan son dönem böbrek hastalığı hastalarında sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunda belirgin bir iyileşme ile ilişkilidir. Son dönem böbrek hastalığı ve DKM’ye bağlı anormal fizyoloji, cerrahi sırasında artmış kardiyovasküler risk oluşturur. Bu retrospektif çalışmada, DCM’li hastalarda kombine spinal epidural (KSE) altında yapılan RT’nin anestezi yönetimini ve sonucunu tartışıyoruz.
Yöntem: Bu retrospektif gözlemsel çalışma, KSE altında RT uygulanan 17 DCM hastasının elektronik veritabanını analiz ederek yapıldı. Demografi, böbrek hastalığının süresi, ilişkili komorbiditeler, ekokardiyografik bulgular, ilaçlar ve postoperatif sonuç gibi veriler incelendi.
Bulgular: En sık görülen perioperatif komplikasyon hipotansiyondu (intraoperatif - %88,23, postoperatif - %76,74). İdrar çıkışı tüm hastalarda reperfüzyon sırasında hemen gerçekleşti. Ameliyat sonrası iki hastada (%12) iskemik elektrokardiyogram değişiklikleri gelişti ve bir hastada (%6) plevra tapping oldu. Hastaların hiçbiri taburcu olana kadar akut tübüler nekroz veya diyaliz gereksinimi yaşamadı. Hiçbir hastada majör kardiyak veya solunum komplikasyonu gözlenmedi.
Sonuç: Kombine spinal epidural yaklaşımını kullanarak düşük ejeksiyon fraksiyonu olan bireylerde gerçekleştirdiğimiz başarılı renal transplantımız, bu hastalarda kardiyovasküler risk stratifikasyonu zorlu bir görev olabildiği için perioperatif karar verme sürecinde yardımcı olabilir.
Objective: Renal transplantation (RT) is associated with a substantial improvement of left ventricular ejection fraction in end stage renal disease (ESDR) patients with dilated cardiomyopathy (DCM). The abnormal physiology due to ESRD and DCM, poses increased cardiovascular risk during surgery. This retrospective study discusses the anesthetic management and outcome of RT done under combined spinal epidural (CSE) in patients with DCM.
Methods: This retrospective observational study was done after analysing the electronic database of 17 patients with DCM who underwent RT under CSE. Datas like demographics, duration of renal disease, associated illnesses, echocardiographic findings, medications and post-operative outcome were studied.
Results: Most common perioperative complication was hypotension (intraoperative - 88.23%, postoperative - 76.74%). All patients had immediate urine production on reperfusion. Postoperatively, two patients (12%) developed ischemic changes on electrocardiogram and one patient (6%) had pleural tapping. None of the patients had acute tubular necrosis or dialysis requirements till discharge. No major cardiac or respiratory complications were observed in any patient.
Conclusion: Our successful renal transplant using the CSE approach in individuals with low ejection fraction can help in perioperative decision making for all the stakeholders involved as cardiovascular risk stratification can be a challenging task in these patients.